14 Şubat 2012

Üzülmüyorum merak etme dedim ya, yalan söyledim. Evet üzgünüm, hem de çok. Ve kızgınım da. Suçlayacak birini arıyorum, emin olamıyorum. Dönüp kendime bakıyım diyorum, cesaret edemiyorum. Bu kadar berbat hissetmemin sebebini arayacak olsam çocukluğumdan başlamam gerekecek. Sessiz kalan bi dolu sözüm var. Hedef belirlemeden atsam ortaya herbirini, herkes payına düşeni alsa, sonra farketseler hepsi tek tek sonucun bir parçası olduklarını. Bir şey değişir mi bilmiyorum ama bilsinler işte. Beni suçlayanların karşısına dikilsinler en azından: biz de suçluyuz desinler. Önce verdikleri sözleri geri alsınlar, sonra onarmaya çalışsınlar kalbimde, beynimde bıraktıkları hasarları. Rüyalarımın hesabını versin kendini en çok hatalı gören. Sıralama annem ve babamdan başlasın ama. Kendimi bu kadar bitkin ve yalnız hissetmemin nedenine dair fikirlerini birleştirip bir çözüm yolu bulsunlar. Güvensizlimin sebebini sahiplensin biri de tekrar kavuşayım bu duyguya. Bir de herkes kendini haklı çıkaracak bir açıklama yaparsa belki huzura kavuşurum.
 Yaşadığım hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum demem, bütün hayatımın pişmanlık olmasındandır belkide. Belki de her ne yaşadıysam tek bir tanesi bile yaşanmamış olsa, bugünkü ben olamayacağımı bildiğimdendir, bilmiyorum.

Hiç yorum yok: