18 Temmuz 2012

hayat

Geçenlerde kendime rastladım. Acıklı bir karşılaşmaydı. Ayaküstü konuşmak istedi. Günlerdir seni bekliyorum, dedim, ulu orta konuşmam. Bilsen nasıl başkalarıydım yokluğunda. 'Hayat böyle işte' dedi bana. 'Hayat böyle işte' üzerime yan gelmiş yatıyor. Ve tenime yapışık ve ıslak ve çürümüş patates kokuyor. Kırk tas su döküyorum kafamdan aşağı. Kırk tas kaynar su. Kırklansam da sıyıramıyorum yakamı. Önce ayaklarımdan başlıyor kendini hissettirmeye. Midemde kötü bir şey olacak hissi. Kalbim ve beynim arasında salınıyor beni delirtmek niyetiyle. Saç diplerimden asılıyor. Bildiklerimi unutturuyor. Aklımla karışıp çamurlanıyor içimde, gözyaşı deliklerimi tıkıyor. Beni sindirmezsen gitmem diyor. Lanet olası! Kaç gecedir bir uyusam diyorum, bir uyusam kaç gecedir.
" İnsanları sürprizlerle delirttiği gibi yine sürprizlerle öldüren hayat " demiş yazar. Aklım deliklerle dolu. Bana en büyük sürpriz kendimim.

16 Temmuz 2012

keşke

"Şimdi senin yaşında olsaydım" derdi babaannem, "daha çok sarhoş olur, daha çok sevişirdim. Evime daha az eşya alır, dostlarıma daha fazla yer açardım. Daha sık mini etek giyer, daha yüksek sesle gülerdim. Bol bol elma şekeri yer, her yere yürüyerek giderdim. Salıncağa binme yaşımın geçtiğine aldırmaz, popomun sığdığı her oyuncağa binerdim. Her fırsatta dans eder, saçlarımın rengini ayda bir değiştirirdim..."
Bir babaannem olsaydı eğer,  dün gece eminim bana bunları söylerdi.

13 Temmuz 2012

İçimin boşluğundan içeri girdim. İçimin içinde bir sürü çöp varmış. Komşudan çöp öğütücü istedim vermedi. Kendi çöpümü kendim öğütürüm dedim, kapısını suratına çarptım. Evet öfkemi kontrol edebilecek kadar eremedim henüz. Bileklerimdeki ısırıklar da ondan oldu. Bütün çöpleri topladım, komşunun bahçesine gömdüm. Eve döndüm, kendime bir çay demledim, içtim. İçimi temiz şeylerle doldurmalıyım dedim. O zaman hiç çöpüm çıkmaz ben de boş zamanımda komşuma kek yapar götürürüm. Yalnızlığıma acıyorum.