12 Haziran 2013

ağaç

Ağaçtır. Hatırlatır, gülümsetir, serinletir, mucizedir, nefestir. Müzik dinletir, şiir yazdırır. Güzelliktir, bilgeliktir, tarihin en eski görgü şahididir. Evrimdir, devrimdir. Doyurur, giydirir,barındırır. Etrafına hayat verir. Yapraklı ağaçlardan oluşan bir bölgede 50 kuş türü yaşayabilir.
Dünyanın en büyük ağaçları sekoyalardır. Yeryüzünde kendini büyük sananlara gülümserler. Bir sekoyanın yanında insan küçücüktür.
Ağaç sessizliktir,dinginliktir. Ormanlar gürültüyü azaltır. Ormanlar, kıyısından geçen 50 metre genişliğindeki bir otobanın trafik gürültüsünü 20-30 desibel azaltır.
Ağaç hayatta kalmak için her ortama uyum sağlayabilir. Yaşamak için gerekirse yalnız olmayı seçer. Ceviz ağacı, köklerinin toksit salgılaması nedeniyle yanında başka bir ağacı barındırmaz.
Ağaç konuşur, dinler. Doğanın şefkatli ruhlarıdır. Sevgi hissi uyandırır. Bu yüzden bir ağaç gördüğümde benim hemen sarılıp öpesim gelir.
Ve ağaç candır. İnsan eliyle idam edilmekten kurtarılmalıdır.


        ************************


"Ağaçların gövdesinde bulunan yaş halkaları, Bartholomäus Traubeck isimli bir araştırmacı tarafından ses  dalgalarına dönüştürülmüş. Traubeck, Playstation’ın içerisine yerleştirilen diskleri okumak için kullandığı göz ile plakçalarınkine benzer bir sistem kurmuş. Ardından ağaç gövdesinden bir ‘plak’ yapmış. Sistem ağaçların gücünü, büyüklüğünü ve yaşını tespit etmek için kullanılan yaş halkalarını sese dönüştürüyor ve ortaya oldukça duygusal bir piyano bestesi çıkıyor.."


           **************************
                             
                                                           
                                                            HAYAT AĞACI


Bazıları için hayatta kalmanın, yaşamın, umudun sembolüdür. Çölün ortasında olması etrafında bir ağacın ve belirgin bir su kaynağının olmamasına rağmen 400 yıl bir şekilde hayatta olan ağaç dünya mirası statüsündedir.

 *************************

                                       
                            " bir ağacın önünden onu sevmeden, onun var oluşundan
                                mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor."
                                                       dostoyevski