08 Ocak 2013

inanç

  Dün gece Tolstoy ( İtiraflarım) okuyordum. Uyumadan önce kalktım, bilgisayarı açtım, bunları yazdım :
  İnsanın hayata tutunmasını sağlayan en kuvvetli duygu inançtı. İnsanlığın günümüze kadar hayatta kalmasını sağlayan çoğunluk ( atalarımız ) her zaman bir şeylere inandı. Bu inançlar farklılık gösterse de yaşamı değerli kıldı. Tanrı'ya inandılar, İsa'ya, Buda'ya, iyiliğe, ahlaka, kendilerine, doğaya, bir çok şeye. İnsanların seçme özgürlüğü vardı. İstediği herhangi bir şeye inanabilirlerdi. Kimileri ise 'inançsızım' dedi. Öyleyse ölüm onlar için bir çözüm müydü ? olamazdı, nasıl olsundu. Ölüm hiçlikti. Sonsuz bir yok oluştu. Bu yüzden varlığa inandılar, kendi varlıklarına. "Eğer birey için yaşamak gerektiğine inanmasalardı yaşıyor olmazlardı. Eğer insan fani olanın aldatıcı doğasını görmüyor ve fark etmiyorsa fani olana inanıyor demektir. Fani olanın aldatıcı doğasını kavrayabiliyorsa sonsuza inanmak zorundadır. Bir inancı olmadan yaşayamaz." İşte bu yüzden inançsızlıkta da bir inanç vardı. İnançsızlık kişileri var etti ama koca insanlığı bugünlere getiren sadece inançtı. Bilim ışığında aklın ulaşabileceği sonuç, hayatın bir anlamı olmadığıydı. Bir çok ünlü deha böyle düşündü. ( Schopenhauer, Nietzsche gibi ) Ama yaşamaya devam ettiler.
  Belki biz yaşamı anlarsak,' niçin yaşıyorum ?' sorusuna gerçek ve tartışmasız bir cevap bulursak artık hayatın bir anlamı kalmayacak ve yaşamak istemeyeceğiz. Bu yüzden de insanlık devam edemeyecek. Çünkü artık bildiğimize göre her şey anlamını yitirecek. Meraksızlık, umutsuzluk yaşama arzumuzu elimizden alacak. Belki Tanrı işte bu yüzden anlamamamızı istedi, bu yüzden insanlık var olduğundan beri hep aynı sorular sorulup duruyor: 'Ben kimim ? Neden var oldum ? Yaşamın amacı ne ? ' Ancak kendi hayatımıza, kendi aklımızca anlamlar verebildik ve bu anlamları yaşadık. Asıl soru hiçbir zaman cevap bulamadı. Belki kurgu böyle, resmin bütününü görmeliyiz. Düzenin gerekliliği bu. İnsanlığın bu zamana kadar gelmesinin nedeni. İnsanlar, hayatın anlamsızlığının karşısında durabilecekleri gücü inançtan aldı. İnanç aklın ermediği sadece kabul ettiği ( ettirildiği ), sarıldığı, bırakmadığı, yüzyıllardır kalbiyle sahip çıktığı bir güçtü.
  Kafamda olasılık çok, tek bir sonuç yoktu. Sonuç bendim, aklımdı, kalbimdi, inançlarımdı... İçimde kesinlikle yaşama arzusu vardı, emindim. Çünkü büyük resmin bir parçasıydım.Yalnız olmadığımı düşünüp bilgisayarı kapattım, huzurla uyudum.

06 Ocak 2013

bugünü kucaklıyorum ve 2013 'ü

 Şimdiyi kutluyorum. Çünkü bir kere, bir daha yok. Tanına bakmaz, kokusunu içime çekmez, sesini duymazsam, gözlerinin içine bakıp, olan biteni beynime kaydetmezsem  her şeyi unutup gidicem. Geleceği kontrol edeyim diye bugünü pas geçmek istemiyorum. Sürekli geçmişten bahsedip "ben böyleydim, böyle başardım, bunu da yaptım, başıma ne sıkıntılar geldi, bunları yok sayamam o yüzden herkes duysun" diye bugünün zamanını çalmaya da gerek yok. Bugün ,içinde dünü de barındırır zaten. Dünkü sen bugünkünün kardeşidir, arkadaşıdır. Seni sen yapmıştır. Yaşanan tek bir gün eksilseydi hayatımızdan bambaşka biri olurduk. Seni seversen eğer, geçmiş, sadece bir gülümseme olur yüzünde. Bugünü de sevmeyi öğretir sana ve en büyük hediyesi de başkalarının da seni sevmesidir. Ve anı kaçırmamanın ne kadar önemli olduğunu bilirsin. Bugünün tekrarının olmaması, kalbinde, yaşamayı zorunlu kılar. Çünkü insansın, yitip giden her şeye üzülürsün. Çaresi şimdiyi kucaklamak, içine çekmek, aklına kazımak, hatırlanacak güzel bir anı olarak kalmasını sağlamak. Mutlu olmaya bakmak, mutlu etmeye çalışmak. Kırmamak ve kimsenin seni kırmasına izin vermemek. Günü gülümseyerek taçlandırmak hayat kumbarana güzel bir hazine koymak gibidir. İçime sinmiş her gün geçmişimi yeniden şekillendiriyor. Ben olmanın bütün nimetleri üzerimde. Nefes alıyorum ya yeter sanki.
 2013 de etrafım yine sevdiklerimle sarılı olsun. Sağlığım en büyük şansım olsun. Hiçbir şey ertelenmesin. Hayallerimin mimarı, içimdeki çocuk büyümesin. Hüzünler göz açıp kapayıncaya kadar geçsin. Sürprizler beni neşelendirsin. Kahkahalarımı her bir yana çekinmeden savurmaya devam edeyim. Gülümsemelerim yayılsın da herkese bulaşsın. Kalbim güm güm atsın, tıka basa dolsun. İçim fıkır fıkır kaynasın. Aklım hazır ve alıcı olsun, üretsin, çağlasın, coşsun. Daha çok mutlu yüz göreyim de sinerji olsun, pozitiflik dolsun, kadehlerimiz huzura tokuşsun. Şükürlerim yerini bulsun.Ve mutlaka bir kaç tane mucize olsun.
Kollarımı iki yana açabildiğim kadar açtım, bekliyorum.
Kimseyi kayırmıyorum. Bu dileklerim isteyen herkes için gerçek olsun.