28 Mart 2012

Aslında olay bildiğin gibi değil. Bilmediğin gibi de değil. Ne yaptığımın çok farkındayım, bilerek yapmadım inan. Aslında ben bugün gördüğün kız değilim. Evet bugün beni gördün. Biliyorum kendimi aklayamıycam, savunucam izin ver. Söyleyecek bir sözüm yok. Sen masum olduğuma inan yeter. Çünkü ortada bir suç yok. Şimdi üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim. Böyle olsun istemedim ama olsun istedim. Şu anda da hiçbir şey istemiyorum. Pişman değilim çünkü yüzsüzüm. Öyle çok güldüm ki görmeliydin. Hiçbir amacım yoktu dersem sen de gül. Çayım buz gibi oldu. Ellerimde. Farkındasın bugün rüzgar çok soğuktu. Aynı yoldan 4 kere geçtik, yemin ederim. Sabah uyanıcam, ekmeğin üzerine süt kaymağı sürüp yiycem. Sütçü "yeni sağdık abla" diycek, gülümseyecem. Çocukları sevicem. En çok da gözleri şaşı olan oğlanı, sağ parmakları leblebiye benzeyen kızı, yoksulluğu yüzünü yaşlandırmış olanı, parası olmadığı için tiyatro izleyemeyecek olduğunu söyleyen bütün çocukları. Kalbim acıyo. Anne olsaydım daha çok acırdı biliyorum. Ama "bileti olmayanı alma" dedi bana. Bir okulun kantininden anlarsınız çocuklarının yoksunluğunu. Ne alabileceklerse onlar satılır. Bu okulun kantini yok. Ama  çocukları öyle yardımsever, öyle candan ve öyle hiçbir şeye sahipler ki, ölürsünüz. Küçük kız "büyüyünce doktor olucam" dedi. Lütfen ol, çok güzelsin. Çok üşüycem yarın ve görmemiş olmayı diliycem. Salı günü böyle geçti, utanç içindeyim.

3 yorum:

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba,
Blogların geliştirilmesiyle ilgili olarak yapılan Gencal araştırmasına katkı sağlarsanız memnun olurum.
Saygı ve sevgilerimle.

Unknown dedi ki...

tabi memnuniyetle :)

oyumben dedi ki...

En büyük fakirlik kalp fakirliği bence. Zira eksikliğini parayla gideremiyorsun.