Şimdi hangi utancım içime çektiğim nefes kadar çabuk terkedip gidecek beni? İçimde biriken öfkemi kim sahiplenecek? Kim beni 17 yaşıma geri döndürecek? Yalancı gururum daha ne kadar hiçliğini örtpas edebilecek? Kendimi gizleme oyunlarımın sonunda döktüğüm gözyaşlarını silebilecek bir el kaldı mı dünyada? Bir hiçsen eğer her şey olmaya hazırsındır. Birinin sevgilisi, diğerinin dostu, annesinin kızı, aşkın yalancı çobanı, dünyanın kendini bilmez insanlara sunduğu bir oyuncak ve yalnızlığının baş kahramanı. Hastalık numaraları yapmaya başladığım anda farketmiştim çaresizliği. Çocukken daha. Hep hastaydım ben; okula gitmemek için, babam beni daha çok sevsin diye, annem emziğimi saklamasın diye geceleri, köfte yemekten kurtulabilmek için... Köfteyi hiç sevmedim ben. Ağzımda bıraktığı o iğrenç kokudan nefret ettim. Çocukken kendi yarattığım arkadaşlarım olurdu. İsim takardım onlara. En sevdiğim isimleri. Kendi ismimi de değiştirirdim. Başıma tülbent geçirip saç yapardım kendime. Annem saçlarımı hep kısa kestirirdi çünkü. Uzun saçlarım olmasını isterdim. Bir de kardeşim olurdu azarlayabileceğim. Yatak odasına geçer arkadaşçılık oynardım. Yalnız büyüyen bir çocuk nasıl oynarsa öyle işte. Sessiz bir çocuktum. İçimde yarattığım dünyada çok konuşurdum ama. Uydurduğum yalanları anlatırdım uyduruk arkadaşlarıma. Uzun süre devam etti bu alışkanlığım, sonra bi gün uyandım arkadaşlarım gitmişti. Üzülmedim, başka yalnız çocuklara arkadaşlık etsinlerdi artık, benim ihtiyacım kalmamıştı. Her alışkanlığım beni bu kadar kolay bırakmadı tabi. Şimdi burada alışkanlıklarımla yüzleşmek istemiyorum. Neyi kime anlatıyorum onu da bilmiyorum. Kafamdaki sorular bir önceki cevaplarımı çürütmek ister gibi. Kendimle savaş halindeyim. Bi iyi hissediyorum bi kötü. Geçenlerde bir arkadaşım dengesizsin sen dedi. Nedenini söylemedi. Şaşırdım. Şimdi de neye şaşırmışım acaba diye şaşırıyorum. Dengesizim evet. Dengede durmak nasıl olur bilmiyorum çünkü. Tutarlı olmamak mı dengesizlik? Her gün beynim yenilenirken nasıl mümkün olur bu. Ya da ne istediğini bilmemek. Dün severken bugün nefret ediyo olmak. Evet kulağa dengesizce geliyor ama ben kaşif gibi hissediyorum kendimi. Olup biteni keşfetmeye mecbur bi kaşif. Henüz hiçbir şey bulduğum yok neyazıkki! Bu yazı bile dengesizce olmuş. Herbiri birbirinden bağımsız yanyana dizilmiş cümleler.Bazen ard arda üç anlamlı cümleden sonra beynim durur, başka bir düşünceye geçer, üç cümle daha.. Başta söylediğimi sonda yalanlayabilirim. İki önceki cümle yalan olabilir mesela! Yazıya başlarken anlamlı bir bütün oluşturabilme hayalim vardı. Bugün biraz fazla dengesizim galiba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder