01 Kasım 2011

...sen susarsan ben susarım

Sen susarsın..O gelir.Yolculuk ne kadar da zor geçmiştir.Bilebilir misin her yola ne acılar bırakmıştır O.Her geliş bi vazgeçiş olmuştur.Ve sen arta kalan ne varsa onunla yetinmek zorundaymışsın bundan böyle.Gelmiştir ya işte!
Sen susarsın..Mutluluk sarhoşunun anılarını dinliyorsundur bu defa.Anlayamazsın, gözyaşını nasıl bu kadar çabuk kurutabilmiştir bi söz.Hangi sözdür o sana bir türlü söylenemeyen.
Sen susarsın..Gelecek hayallerinin peşine düşmüş biri,umudu gösterir sana.Sen anlamını bile kavrayamadan daha,gitmiş olan umudu.Sormak gelir içinden kaç tane kaldı diye.
Sen susarsın,vücudunun her zerresi haykırırken içinden.Sevgiyi vaaz verirler sana.Yaratılmış en kutsal duyguymuş ya o.Her kapıyı aralar,içeri buyur edilirmiş.Sevgisiz varolamazmış tabi hiçbir canlı.
Sen susarsın,kaybettiklerine yanan biri öfkesinin sebebi seni gösterirken.Hiç mutlu olamamıştır ki zaten hayatta.Şanssız doğmuş ve üstelik bunu bir madalya gibi boynundan çıkarmamaya yemin etmişken,şimdi de hesap soracak seni bulmuştur.Sen böyle gitmemiş olsaydın,sanki doğumuyla armağan edilen yazgısı değişecekmiş gibi.Gitmeseymişsin keşke.
Sen susarsın,kendisini bir tek senin anlayabildiğini söyleyen bir dost omuzunda ağlarken.Bilemez ki anlaşılabildiğin tek bir an için ömrünün geri kalanını vermeye hazır olduğunu.Sen susarsın.. Konuşulacak bir şey kalmadığı için değil.Tükenmişliğine susarsın,yaşamaya susarsın,O'na susarsın..




Hiç yorum yok: