29 Ekim 2011

başlarken..

Bir şeye başlamak benim için çoğu zaman sıkıntı verici olmuştur.Bir yazıya nasıl başlanılmalıdır örneğin hiç bilemem.Giriş bölümleri sancılıdır anlayacağınız.Ama gelişme ve sonuç bölümü o kadar zorlayıcı olmaz.Çünkü kendi akar gider zaten,çaba gerektirmez.Bi başladın mı gerisi kendiliğinden gelir (şu an olduğu gibi:) Duraksamadan yazmak gerek ama,yani en azından benim için öyle.Çünkü yazıya molalar verdiğimde bitiş cümlemi asla bir daha başlangıca alamam,gerisini bi türlü tamamlayamam.Gitmiştir artık.Anlatmak istediğini o anda anlatamayınca (sence en gerekli an ya da önemli an o andır çünkü) o anlatmak istediğin puuff gitmiştir işte bilincinin gizli mağaralarına.Tahmin edersiniz ki buraya yazmaya başlama sürecim de bi hayli uzun sürdü.Bu blogu açtım kendime ve aylarca öyle bomboş bekledi.Ama benim de bir blogum olmasın değildi ben de buraya yazmamayım değildi işte.Direncim bugün kırıldı ve şimdi burdayım ve başlangıç aşamasını geçtimm dimi?;) Buraya tıpkı kendi kendimle konuştuğum gibi yazmaya karar verdim.Kendime ne soyleyebiliyorsam burda da soyleyebilirim dedim.Hatta kendime söyleyemediklerimi buraya yazarsam bu harika bir keşfediş olabilir ne dersiniz?!Eğer okuyan olursa onlara da soylemiş olurum okuyan olmazsa ne biliyim olmaz işte.Hem yazmak iyidir der herkes bence de iyidir.Beynime dolan düşünceleri arada bir boşaltmalıyım ki yenilerine yer açılsın dimi?Yıllar sonra okunulduğunda da hangi süzgeçlerden hangi fikirlerle geçmişsin görmek de eğlenceli olabilir.Aslında hiçbir bahaneye ihtiyacın da yoktur,yazmak istersin ve yazarsın iştee;saçma sapan,şuursuzca,öfkeyle,utançla,bazen itiraf  bazen şikayet eder gibi,keyifle,huzurla,ağlayarak,sarhoş olarak,isteyerek ya da istemeyerek,bi dolu şey işte..(Bu balangıçtan da pek hoşnut kalmadım ama idare edin lütfenn.)